İstanbul'da Ekonomik Gelişmeler ve Merkez Bankası Faiz Artışları

İstanbul'da Ekonomik Gelişmeler ve Merkez Bankası Faiz Artışları
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki çok sayıda kişi hakkında başlatılan soruşturma, piyasalarda dalgalanmalara yol açtı. Hisse senedi piyasasında sert düşüşler gözlemlenirken, artan döviz talebini karşılamak amacıyla Merkez Bankası döviz rezervlerinin önemli bir bölümünü kullandı. Merkez Bankası, sadece döviz satışı yapmadı. Önce takvim dışı toplantıda gecelik faizleri artırdı, ardından Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi olan 1 haftalık repo oranlarını 350 baz puan yükseltti.
Politika faizinin yüzde 46’ya çıkmasıyla Türk Lirası mevduatta faizler de yükseldi. Merkez Bankası’nın bir sonraki PPK toplantısı 19 Haziran’da gerçekleşecek. Beklentilerde hızlı bir bozulma yaşanıyor. Bir tarafta ABD Başkanı Donald Trump’ın dünyayı karıştıran açıklamaları, diğer tarafta içeride bir türlü istenen düşüşü yapamayan enflasyon rakamları dikkat çekiyor.
Faiz Artışları ve Enflasyon Beklentileri
Yeni yıla girerken Merkez Bankası faiz indirimlerine başlamış ve yılın geri kalanında indirimlerin devam etmesi bekleniyordu. Yeni yıla girilirken enflasyonun 2025 yılsonunda ortalama yüzde 27.07, politika faizinin ise (1 haftalık repo) yüzde 30.88 seviyesinde olması öngörülüyordu. Kurumların yılsonu enflasyon tahminleri ise yüzde 27-30 civarındaydı. Genel beklenti, Merkez Bankası’nın 8 PPK toplantısının tamamında 250 baz puan indirime gideceği yönündeydi.
Ancak mart ayında yaşananlar ve Merkez’in faiz artırımları sonrasında beklentiler değişti. Beklentilerdeki bozulma, Merkez Bankası’nın Nisan ayı Beklenti Anketi sonuçlarına da yansıdı. Bir önceki anket döneminde yüzde 28.04 olan cari yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 29.98’e çıktı. Ancak son Beklenti Anketi, 7 Nisan’da yani 17 Nisan’daki PPK toplantısı öncesinde açıklandı.
Piyasalardaki Dalgalanmalar ve Getiri Hesaplamaları
Dolayısıyla piyasa katılımcılarının hem faiz hem de enflasyon beklentilerindeki yukarı yönlü revizyonlar bir sonraki ankete yansıyacaktır. Geldiğimiz noktada şöyle bir beyin jimnastiği yapalım. Yılın geri kalanında içeride ve dışarıda tansiyonun düştüğü ve Merkez Bankası’nın tüm PPK toplantılarında 250 baz puan indirime gittiğini düşünelim. TL Mevduat faizlerinin de politika faizinin 300 baz puan üzerinde oluştuğunu varsayalım.
Elinde 100 bin TL’si olan ve her PPK toplantısında yeni faiz oranıyla anapara ve faiz getirisini yeni oranla mevduat yapan birinin 11 aylık kazancı yüzde 36.62 olacak. Son PPK kararının açıklandığı 17 Nisan’da 100 bin TL’sini yüzde 49 ile TL mevduata yatıran biri, bir sonraki PPK toplantı tarihi olan 19 Haziran’a kadar 7 bin 189 TL faiz geliri elde edecek.
Uzun Vadeli Yatırım Stratejileri
Bu getiriyi anaparaya ekleyip TL mevduata yatırmaya devam ettiği ve mevduat faizlerinin 250 baz puan gerilediği varsayımına göre 19 Haziran’da yapılan mevduatın 35 günlük getirisi 4 bin 62 TL olacak. Bu strateji, 12 Mart 2026 tarihindeki PPK toplantısına kadar devam ettirilirse 100 bin TL’nin 11 aylık net getirisi 36 bin 623 TL olacak. Piyasalardaki bu dalgalanmalar, yatırımcıların stratejilerini gözden geçirmesine neden oluyor.
Sonuç olarak, İstanbul'daki ekonomik gelişmeler ve Merkez Bankası'nın faiz artırımları, piyasalarda belirsizlik yaratıyor. Yatırımcılar, enflasyon ve faiz oranlarındaki değişiklikleri dikkatle takip ediyor. Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturma, piyasalardaki dalgalanmaların bir parçası olarak değerlendiriliyor.